SİROZ : ALKOLE BAĞLI KARACİĞER HASTALIĞI
Yunanca’da esmer sarı anlamına gelen ‘kirrhos’ kelimesinden gelen siroz sözcüğü, ilk kez Laennec tarafından ‘karaciğerde sarı nodüller’ şeklinde belirtilmiş ve kullanılmıştır. Karaciğerin işlevselliğinin azalması ve bağ dokusunun artması ile kendini gösteren, normal karaciğer yapısını değiştiren kronik ilerleyici karaciğer hastalıklarına karaciğer sirozu denir.
Küresel sağlık yükünün önemli bir nedeni olan karaciğer sirozu, 2010 yılında dünyada bir milyondan fazla kişinin ölümüne yol açmıştır. Beslenme tedavisinin hastalığın mortalitesi, hepatik enselafopati ve enfeksiyonların önlenmesi üzerine olumlu etkileri olduğu belirtilmektedir.
Beslenme tedavisinde amaç; karaciğerin yenilenmesini desteklemek, malnutrisyonu önlemek/ düzeltmek ve komplikasyonları önlemek/tedavi etmektir. Doktor, diyetisyen, hemşire ve eczacılardan oluşan multidisipliner ekip tarafından verilen nutrisyonel destek, hastaların hayatta kalış oranlarını ve yaşam kalitelerini arttırmaktadır.
Kronik karaciğer hastalığında, optimum karaciğer fonksiyonları için sağlıklı beslenme çok önemlidir. Bilinenin aksine şiddetli sarılık dışında, karaciğer hastalığının çok ileri evrelerine kadar hastaların sindirim sistemi normal çalışabilmektedir. Dolayısıyla, yağlı gıda ve proteinlerden tamamen kaçınma zorunluluğu yoktur. Bu yanlış bilgi, bir çok karaciğer hastasının malnütrisyona girmesine, kilo kaybetmesine ve sağlığının daha hızlı bozulmasına yol açabilmektedir. Alkole bağlı sirozda, alkol kullanımından mutlak kaçınılmalıdır.
Hepatik ensefalopati tedavisinde Lactobacillus acidophilus kullanımının bilirubin ve albumin değerlerinde iyileşme ve enfeksiyon sıklığında azalma sağlayacağı belirtilmektedir. Probiyotik verilen tranplantasyonlu olguların takibinde daha az enfeksiyon izlenmiştir.
Sıklıkla görülen mikronutrient yetersizlikleri, yağda eriyen vitaminler (A,D, E, K vit.), suda eriyen vitaminler (pridoksin, tiamin ve B12), çinko ve magnezyumdur. Ayrıca sirozlu hastalarda, sağlıklı bireylere göre homosistein, sitein, bakır ve bakır/çinko oranı artmıştır.
Siroz hastalarının %40-50’sinde insulin direnci veya Diabetus Mellitus görülmektedir. Günlük karbonhidrat alımı %45-75 arasında olmalıdır, 4-6 öğüne dağıtılmalı ve düşük glisemik indeksi besinler seçilmelidir.
KAYNAKÇA
- ÇİL, M. A., DOKUZ, B., & ARSLAN, C. Karaciğer Sirozu ve Beslenme Tedavisi (Liver Cirrhosis and Nutrition Therapy). Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 20(3), 225-229.
- Ayvalıklı, B., & Çorakçı, T. (1975). Karaciğer Sirozu ve Diyet Tedavisi. Beslenme ve Diyet Dergisi, 4(2), 1-13.
- YİĞİT, A., & YILDIZ, M. (2022). SİROZDA BESLENME TEDAVİSİNDE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR. SAĞLIK & BİLİM 2022: İç Hastalıkları, 135.
Dyt. İrem ÖZTÜRK