ANTİOKSİDANLAR
ANTİOKSİDANLAR
Günümüz koşullarında teknolojinin hızla ilerlemesi, çevre kirliliğinin artması, zirai ilaçlar, sigara ve alkol tüketimi, Ultraviyole (UV) ışınlar nedeniyle tüm canlılar bir çok zararlı etmen ile karşı karşıya kalmıştır. Bunun yanında yaşam şartlarına bağlı olarak psikolojik problemler ve stres düzeyinin artışı serbest radikal (SR) oluşumuna neden olmaktadır. Serbest radikaller hücre duvarına zarar verir; miktarları arttıkça DNA'ya zarar verir, yapısını bozar.Bu şekilde meydana gelen radikal artışı çeşitli hastalıkları arttırmakta, insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu faktörlerin ortadan kaldırılması hastalık oluşumunu büyük ölçüde engelleyebilmektedir.
Antioksidanlar, canlılardaki serbest radikalleri nötralize edip hücrelerin onlardan etkilenmesini engelleyen veya kendini yenilemesini sağlayan maddelerdir. Serbest radikallerle reaksiyona girerek tümör gelişimini önlerler.
Serbest Radikal Kaynakları
- Aşırı alkol tüketimi
- Sigara kullanımı
- Elektromanyetik radyasyon
- Güneş ışınları(UV)
- Kronik inflamasyonlar
- Aşırı demir yüklemesi
- Aşırı fiziksel egzersiz
- Yaşlanma
- Doğum kontrol hapları
Antioksidanlar
- Enzimler (SOD, Katalaz, GSH-Px)
- Proteinler (Albumin, serüloplazmin)
- Selenyum
- Askorbik asit (C vitamini)
- Tokoferoller (E vitamini)
- Karotenoidler
- Flavonoidler
- Glutatyon ve tiyoller
- Koenzim Q, ubikinon ve türevleri
Günümüzde hastalıkların tedavisinde sağlıklı bir yaşam sürdürme ve önleyici tıp alanında yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Serbest radikal oluşumunun ve antioksidan kapasitenin belirlenmesi hastalıklara yakalanma riskini azaltmak üzere antioksidan gıdaların ve takviyelerin beslenmeye eklenmesi önemli olmaktadır.
Günlük hayatta tükettiğimiz bir çok besin antioksidanlardan bir veya birkaçını içermektedir. Propolis, nar, dut, zerdeçal, çikolata ve resveratrol en iyi bilinen antioksidan özellliğe sahip besinlerdir.
Propolis tedavi edici özelliğinden dolayı günümüzde ilaç ve besin işleme endüstrilerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Antioksidan, antiaterosklerotik, antienflamatuar ve antianjiyojenik etkilere sahiptir. İçeriğindeki flavonoidler serbest radikallerin temizlenmesinde görev alırlar. Serbest radikal düzeylerini azaltarak tip 1 ve 3 kolajen sentezini artırarak yara iyileşmesini hızlandırır.
Çikolata özellikle içeriğindeki yüksek flavoneller sayesinde bitter çikolatanın endotelyal nitrik oksit artışı ile kardiyovasküler hastalıklar üzerinde olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Kakao içeriğinin yüksek olması nedeniyle bitter çikolata, daha yüksek flavonol içerdiğinden beyaz veya sütlü çikolataya tercih edilmelidir.
Yüksek likopen içeriği sayesinde kırmızı renkteki meyve ve sebzeler yüksek antioksidan kaynağdır. Likopen, adını domatesten almaktadır ve domates gibi çok sayıda bitkilerde bulunan kırmızı renkli karotenoid pigment olarak bilinir. Bu fitokimyasal insan vücudunda en yaygın bulunan güçlü karotenoid antioksidanlardan biri olarak kabul edilmektedir. Likopen düzeyi ile kronik hastalık riski (kanser ve kardiyovasküler hastalıklar) arasında negatif bir korelasyon tespit edilmiştir.
Likopen’in elde edildiği kaynaklar arasında kuşburnu, karpuz, papaya, pembe greyfurt ve guava bulunmaktadır. Dut içeriğindeki fenolik bileşikler, flavonoidler ve antosiyaninler aracılığı ile antioksidan etkiyi artırır. Dut meyveleri içerisinde özellikle siyah frenk üzümünün 100 gr’ında 318.15 mg fenolik bileşikler var iken yabanmersininin 100 gr’ında 525 mg fenolik bileşikler bulunmaktadır.
Kurutulmuş Curcumin zencefil ailesinden elde edilen zerdeçal Çin ve Güneydoğu Asya’da antioksidan, antienflamatuar, antimutajenik, antimikrobiyal ve antikanser özelliklerinden dolayı tıbbi bir bitki olarak kullanılmaktadır. İçeriğindeki β-diketon zerdeçala antioksidan özellik kazandırmaktadır. Zerdeçalın antienflamatuar, antioksidan, antifibrojenik etkileri karaciğer hastalıklarında tedavi edici özelliği olduğu da bilinmektedir.
Nar yüksek antioksidan aktiviteye sahip bir meyvedir. Narın yüksek antioksidan içeriği, antibakteriyel, antienflamatuar, antiviral ve antikarsinojenik özellikleri gösterilmiştir. Nar suyunun kardiyovasküler sağlık ve obezite üzerine yararlı etkileri olduğu bildirilmesi ile nar suyu yaygın olarak tüketilmeye başlanmıştır. İnsanlarda günlük 200-250 ml nar suyunun antioksidan, antienflamatuar ve antikarsinojenik etki için yeterli olduğu bildirilmektedir.
GÜLEŞCİ, Nuri; AYGÜL, İmdat. Beslenmede yer alan antioksidan ve fenolik madde içerikli çerezler. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2016, 5.1: 109-129.
BÜLBÜL, Selda Fatma, et al. Bazı besinlerin antioksidan özellikleri. Cocuk Sagligi ve Hastaliklari Dergisi, 2021, 64.
BİLGİÇ, Sedat; AKTAŞ, Öğr Üyesi İbrahim. ANTİOKSİDAN İÇEREN BESİNLER.
Uzm. Dyt. Ayşenur Fişek
Dyt. İrem Öztürk