• 2165153839   5550061276
  • bilgi@aysenurfisek.com

Anasayfa

Blog

Anasayfa Blog GASTROİNTESTİNAL SİSTEM HASTALIKLARINDA BESLENME TEDAVİSİ
GASTROİNTESTİNAL SİSTEM HASTALIKLARINDA BESLENME TEDAVİSİ
  • 23 Ağu 2019
GASTROİNTESTİNAL SİSTEM HASTALIKLARINDA BESLENME TEDAVİSİ

GASTROİNTESTİNAL SİSTEM HASTALIKLARI VE BESLENME

Gastrointestinal sistem; özafagus, mide, karaciğer, pankreas ve bağırsaktan oluşan sindirim sistemi, besin ve besinlerin sindirim ürünü olan atıkların, sindirimini, emilimini ve yutulan patojenlere karşı bir bariyer fonksiyonu sağlaması gibi birçok fonksiyonu yerine getirirken, aynı zamanda sağlıklı bir mikrobiyotaya sahip olmayı da sağlamaktadır. Gastrointestinal sistem üst ve alt GİS olarak iki kısımda incelenir. Üst GİS; ağız boşluğu, farenks, özofagus ve mideden oluşurken alt GİS; ince bağırsak (duedonum, jejenum ve ileum), kalın bağırsak (çekum, kolon ve rektum) ve anüsten oluşur. Karaciğer, safra kesesi ve pankreas birlikte hepatobiliyer sistem olarak tanınmakla birlikte sindirime yardımcı organlardır.

Gastrointestinal hastalıkların patogenezinde psikososyal ve çevresel stres faktörlerinin varlığı uzun zamandır bilinmektedir. Gelin gastrointestinal hastalıklarda dikkat edilmesi gerekenleri inceleyelim.

1)      ÖZAFAGUS HASTALIKLARI VE BESLENME

Özafagus ağız ile mide arasında bulunan yaklaşık yirmi beş cm uzunluğunda bir borudur. 1,5-2 cm çapında, elastik tüp şeklindedir.

Akalazya: Alt özafagus sfinkterinin gevşeme yetersizliği olarak tanımlanmaktadır. Disfaji, regürjitasyon, göğüste ağrı, vücut ağırlığında azalma ve bronkopulmoner komplikasyonlar akalazyanın klinik belirtileridir. Akalazyada sindirilmemiş besinlerin özofagusa kaçışı yaygın olarak gözlenmektedir. Akalazyada çok küçük miktarlarda ve sık yemek daha iyi tolere edilmektedir.

Akalazya’da Beslenme Tedavisi

  • Besinler hastadaki şikayetlerin düzeyine göre dikkatle seçilmelidir.
  • Posası az, yumuşak besinler verilir.
  • Öğün sayısı 6-8’e çıkarılır.
  • Besinler iyi çiğnenmelidir.
  • Her lokma sonrası bir miktar su alınmalıdır.
  • Hastaya sıkıntı (gazlı içeçekler) veren besinler diyetten çıkarılır.
  • Kızartma, koyu çay, kahve, alkol, mideyi rahatsız eden baharat türleri, sirke ve hardaldan kaçınılmalıdır.
  • Çok sıcak ve çok soğuk yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir.
  • Hastalar yeterli beslenemedikleri için bazı hastalarda beslenme yetersizliği görülebilir. O zaman enteral solüsyonlarla destek beslenme uygulanır.

Gastroözafageal Reflü: Mide içeriğinin özofagusa doğru geri kaçması gastroözofageal reflü olarak bilinmektedir. Özellikle özefagusun alt bölümünde oluşur. Normalde birçok kimsede yemek sonrası 10-15 kez reflü görülebilir. Ancak bu bazı durumlarda hastalığa neden olur. En tipik belirtisi yemekten 30-60 dakika sonra oluşan ve uzanmakla başlayan veya artan yanma şikayetidir.

Gastroözafageal Reflü’de Beslenme Tedavisi

  • Günde en az 3 öğün düzenli yemek yenmelidir.
  • Yatmadan önce yemek yeme alışkanlığından vazgeçilmelidir.
  • Koyu çay, kahve, karbonatlı içecekler, domates, asitli meyve suları, acı baharatlar diyetten çıkarılmalıdır.
  • Yemek hacmini azaltmak için yemeklerde sıvı alımı azaltılıp, sıvı alımı öğün aralarına kaydırılır.
  • Kızartmalar, kavurmalar, çok sıcak veya çok soğuk besinler yenilmemelidir.
  • Karın içi basıncı arttıran, sıkı kemer, korse gibi uygulamalardan kaçınılmalıdır.
  • Yemekten sonra yatmaktan kaçınılması gerekir.
  • Yatılan yatağın başının 15-25 cm yükseltilmesi, gece uykudayken, yemek borusuna kaçmış olan mide içeriğinin yer çekimi etkisiyle geriye dönmesini kolaylaştırır.
  • Alt özefagus basıncını azalttığı için alkol kullanılmamalıdır.
  • Tok karnına egzersiz yapılmamalıdır.

Hiatal Herni (Fıtık): Midenin özefagusun hiatus kısmından göğüs boşluğuna geçmesidir. Fıtık, midenin dolgunluğuna, vücudun pozisyonuna göre aşağı ve yukarı kayabilir. Çoğunlukla belli bir sebebi yoktur.

Hiatus Herni’de Beslenme Tedavisi

  • Öğün sayısı arttırılmalı
  • Azar azar, sık sık yemek yenilmeli
  • Yemekten sonra yatılmamalı
  • Uyurken yüksekte yatılmalı
  • Asitli yiyeceklerden kaçınılmalı
  • Aşırı sıcak besinler tüketilmemeli
  • Bazı hastalarda zayıflama, şikayetleri azaltabilir.
  • Karın üzerinde baskı yapan çamaşır ve kemer kullanılmamalı

 

2)      MİDE HASTALIKLARI VE BESLENME

Dispepsi (Hazımsızlık): Yemeklerden sonra midede dolgunluk, basınç hissidir. Bulantı, ağrı, karın bölgesinde hassasiyet, gerginlik ve şişkinlik görülebilir. Yetişkin genel popülasyonda dispepsi prevalansı %20-40 olarak bildirilmektedir. Dispepsinin kadınlarda daha sık görüldüğünü bildiren yayınlar dikkati çekmektedir.

Dispepsi’de Beslenme Tedavisi

  • Besinler iyi pişirilmeli, baharatlı olmamalıdır.
  • Yemekler yavaş yavaş yenilmelidir.
  • Yemekler iyi çiğnenmelidir.
  • Yemek yerken fazla konuşulmamalıdır.
  • Su, yemek aralarında içilmelidir.

Gastrit: Mide mukozasının akut ya da kronik yüzeysel erozyonlardır. Akut gastrit genellikle mide de en sık görülen, her yaş grubunda rastlanan bir hastalıktır. Kronik gastrit, 20. yüzyılın ilk yıllarından beri bilinmekte ve halen üzerinde çalışılmaktadır, ancak 1982 yılında Helicobacter pylori'nin Warren ve Marshall tarafından keşfedilmesinden sonra daha fazla dikkat çekmiştir. Bu bakterinin, olguların önemli bir kısmında gastritin sebebi olduğu kesinlik kazanmıştır.

Genel Olarak Gastrit’te Beslenme Tedavisi

  • Yemekler az az, sık sık ve düzenli yenilemeli
  • Koyu çay, alkol, kahve, kızartmalar, baharat, ketçap, hardal tüketimi kısıtlanmalı
  • Sigara, alkol tüketimi yasaklanmalı
  • Yemekler yavaş yavaş yenmeli
  • Hazımsızlık yapan besinler yenilmemeli
  • İlk günlerde midenin dinlenmesi için damar yolu ile beslenme uygulanabilir. Daha sonra sulu besinler veya enteral solüsyonlar verilir, yavaş yavaş normal besinlere geçilir.
  • C vitamini alımını desteklemek için her gün taze sebze ve meyve tüketilmelidir.

Peptik Ülser: Sindirim sisteminin gastrik sekresyonunun erişebildiği bölümde oluşan akut veya kronik ülserasyondur. Peptik ülser özefagus alt ucunda, midede ve duedenumda görülebilir. Peptik ülseri olan bireyler için lif bakımından zengin bir diyet tavsiye edilmektedir (WHO - Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 20 ila 30 g / gün). Çünkü diyetle alınan lif midedeki safra asitlerinin konsantrasyonunda tampon olarak hareket etmektedir ve besinlerin bağırsak geçiş süresini azaltmaktadır, bu da daha az abdominal şişkinlik ile sonuçlanmaktadır. Böylece gastrointestinal sistemde rahatsızlık ve ağrı azalmaktadır. Ayrıca, Aditi ve Graham, C vitamininin (askorbik asit) mide mukozasının korunmasında ve tedavisinde çok önemli bir rol oynadığını ve C vitamini eksikliğinin peptik ülser hastalığı ile ilişkili olabileceğini göstermektedir.

Ülser’de Beslenme Tedavisi

  • Yemek saatleri belirli ve düzenli olmalıdır.
  • Üç ana öğün tüketilmelidir.
  • Rafine karbonhidratların olumsuz etkileri vardır. Şeker bazı hastalarda midede yanmaya neden olduğundan şeker tüketimi azaltılmalıdır.
  • Doku onarımı ve yapımı için proteinden zengin besinler tüketilmelidir.
  • Yağların, özellikle bitkisel sıvı yağların olumlu etkileri vardır.
  • Diyet, enerji ve besin öğeleri bakımından yeterli ve dengeli olmalıdır.

** Ülser – Süt İlişkisi: Süt ülser hastalarında asidi geçici olarak tamponlayıcı etki gösterse de içerdiği kalsiyumun gastrik asidi artırıcı etkisi bulunmaktadır.

Dumping Sendromu: Gastrointestinal (mide, bağırsak, kolon, rektum) cerrahi müdahale sonrası sıklıkla görülen "dumping sendromu" şişkinlik, bulantı, diyare, baş dönmesi, halsizlik, terleme ve hızlı kalp atışı gibi semptomlar içermektedir.

Dumping Sendromu ve Beslenme Tedavisi

  • Günde 6-8 öğün yemek yenilmeli
  • Ana öğünler ara öğünlere paylaştırılmalı
  • Şeker kullanımı azaltılmalı (erken dumpingde) (geç dumpingde şeker verilince hasta rahatlar)
  • Yemek sırasında sıvı alınmamalı, yemeklerden 45 dakika önce veya sonra alınmalı
  • Çok soğuk besinler uyarıcı olduğundan verilmemeli

Uzm. Dyt. Ayşenur FİŞEK

KAYNAKLAR

  • Zorn AM, Development of the digestive system. In Seminars in cell & developmental biology 66:1, 2017.
  • Müftüoğlu S, Akalazyada Beslenme. Güncel Gastroenteroloji, 20/3, 2016.
  • Saka M, Çıtar E. Hiatal Herni ve Nutrisyon. Güncel Gastroenteroloji, 20/3, 2016.
  • Özden A. Dispepsi. Güncel Gastroenteroloji Dergisi, 16/4, 2012.
  • Marshall B, & Warren JR. Unidentified curved bacilli in the stomach of patients 56 with gastritis and peptic ulceration. The Lancet, 323(8390):1311-1315,1984.
  • Sipponen P, & Maaroos HI. Chronic gastritis. Scandinavian journal of gastroenterology, 50(6) :657-667, 2015.
  • Aditi A, & Graham DY. Vitamin C, gastritis, and gastric disease: a historical review and update. Digestive diseases and sciences, 57(10):2504-2515, 2012.

Diyetisyen Ayşenur Fişek
Bize Ulaşın 2165153839 ya da Randevu Al