• 2165153839   5550061276
  • bilgi@aysenurfisek.com

Anasayfa

Blog

Anasayfa Blog TİP1 VE TİP2 DİYABET
TİP1 VE TİP2 DİYABET
  • 05 Tem 2019
TİP1 VE TİP2 DİYABET

DİYABET NEDİR? GÖRÜLME SIKLIĞI? TEDAVİSİ? BESLENME ÖNERİLERİ?

TİP1 VE TİP2 DİYABET

Diyabetin sınıflaması;

  • Tip 1 diyabet,
  • Tip 2 diyabet,
  • Gebelik (Gestasyonel) diyabeti,
  • Diğer sebeplere bağlı (ilaç kullanımına, hormonal bozukluklara, v.b) olan olmak üzere 4 başlıkta incelenmektedir. Özellikle Tip1 ve Tip2 diyabet arasındaki farklar oldukça kafa karıştırıcı ve soru işareti olan bir konudur. Bu iki hastalık isimleri benzer olsa da birbirlerinden çok farklı patafizyolojik oluşumlar izlerler. Bu yazımızda ise Tip1ve Tip2 DM inceleyeceğiz.

Tip 1 diyabetes mellitus (T1DM), çocukluklarda ve adölesanlarda en sık görülen, pankreasın β-hücrelerinin otoimmün nedenlerle hasarlanması sonucu ortaya çıkan, insülin eksikliği ve hiperglisemi ile karakterize olan kronik metabolik bir hastalıktır. Tip 1 diyabetes mellitus’un görülme sıklığı farklı ülkelerde, ülkenin farklı coğrafik bölgelerinde ve farklı etnik grupları arasında değişkenlik göstermekle beraber kuzey ülkelerinde daha sık görülmektedir. İnsülin hormonlarının eksikliği sonucu ortaya çıkan Tip 1 diyabet, sıklıkla çocukluk ve gençlik yaşlarında ortaya çıktığı için “Juvenil diyabet” adını da alır.  Tip 1 diyabet otoimmün hastalıklar grubundadır ve sebebi bilinmeyen bir nedenle insülin yapımını sağlayan pankreas beta hücreleri tahrip olmaktadır. Bu nedenledir ki Tip 1 diyabette insülin tedavisi mutlaka gereklidir ve bu bireyler insülin kullanmadıkları zaman yaşamlarını devam ettiremezler.

Uluslararası Diyabet Federasyonu’na (IDF) göre 2017 yılı sonunda yaklaşık 425 milyon kişinin diyabet hastası olduğu ve 2045 yılında bu sayının %48 oranında artarak yaklaşık 630 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Diyabeti olan kişilerin yaklaşık %50’sinin hastalıklarının farkında olmadıkları ve bunların da dörtte üçünün düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşadığı bilinmektedir.

Tip 2 Diyabet başlangıçta pankreasın yeterli miktarda insülin salgıladığı halde salgılanan insülinin hücreler tarafından kullanılamaması söz konusudur. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise pankreastan insülin salgılanması iyice yetersiz hale gelir ve birey daha sonra insüline bağımlı olma ihtimali ile karşı karşıya alabilir.  Tip 2 diyabetin sık görülen belirtilerinin başında aşırı idrara çıkma ve çok su içme gelir. Tip 2 diyabetli hastaların takibi, etkin olarak multidisipliner diyabet tedavisinde tecrübeli bir ekibin hasta ve ailesiyle yakın işbirliği içinde çalışması ile olur. İzlenecek yol ise şu şekilde olmalıdır:

  • Hastaya uygun hedeflerin belirlenmesi
  • Diyet ve egzersiz düzenlemeleri
  • İlaçlı tedavinin düzenlenmesi
  • Hastanın kendi şeker ölçümü kontrollerini yapması
  • Komplikasyonların gelişimi açısından periyodik kontrol sağlanması
  • Laboratuvar takibini yapmayı içermektedir.

İdeal olarak kan glikoz düzeyleri normale yakın bir düzeyde (açlık glikoz 90-130 mg/dL ve HbA1c %7 den küçük) tutulmalıdır.

Araştırmalar tip 2 diyabet riskini %58 oranında düşürmek için vücut ağırlığının %7 oranında azaltmanın yeterli olacağını göstermektedir. Bu kaybedilen kilo diyabetik risklerde olumlu değişiklikler meydana getirecektir.

Manson ve ark. diyabeti bulunmayan 87253 kadın deneği değerlendirmiş; haftada en az bir kez şiddetli egzersiz yapanlarda sekiz yıllık izlem sonucunda diyabet gelişme riski %33 daha düşük bulmuşlardır. Başka bir çalışmada sekiz yıl izlenen 70102 deneğin fiziksel aktivite düzeyleri gruplandırılmış, en aktif grubun en sedanter gruba göre diyabete yakalanma riski %26 daha az bulunmuştur.

Beslenme Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Diyabetli bir bireyin hayatı boyunca uygulayabileceği en ideal beslenme programını planlayarak

  • Kan şekerini normal sınırlar içinde tutmak için gerekli miktarlarda karbonhidrat içeren besinlerin diyete uygun planlanması,
  • Hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) ve hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) ataklarını önlemek
  • İdeal vücut ağırlığına gelmek ve bunu korumak
  • Bireylerin özellikle günlük yaşamdaki beslenme alışkanlıklarına ve insulin kullanıyorsa tedavi şekline göre uygun zamanlarda öğünlerin planlanması,
  • Besinlerle alınan posa miktarını arttırması,
  • Basit şekerleri (toz ve kesme şeker, bal, tatlı, meyve suyu v.s.) diyetisyen kontrolünde tüketmesi önerilir.

 Kısacası, diyabetli bireylerin özel ya da farklı besinler tüketmesine gerek yoktur. Yapılabilecek en doğru yöntem beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve diyabetli bireyin hayatı boyunca uyum gösterebileceği en ideal beslenme programını oluşturarak kan şekeri düzeylerinin normal sınırlar içinde tutup, ideal vücut ağırlığını sağlamak ve korumaktır. Egzersizde dikkat edilecek en önemli husus ise kişiye özel egzersiz tipinin diyabetlinin hekimi ile birlikte multidisipliner çalışma içerisinde olmasıdır. 

Uzm. Dyt. Ayşenur Fişek

KAYNAKLAR

Curtis JA, Hagerty D. Managing diabetes in childhood and adolescence. Can Fam Physician 2002;48:499-502.

International Diabetes Federation, Diabetes Atlas, 8th edition, 2017. http://www.diabetesatlas.org

[Guideline] American Diabetes Association. Standards of medical care in diabetes--2012. Diabetes Care 2012;35(Suppl 1):11-63.

Wing RR, Lang W, Wadden TA, et al. Benefits of modest weight loss in improving cardiovascular risk factors in overweight and obese individuals with type 2 diabetes. Diabetes Care 2011;34(7):1481-6. http://dx.doi.org/10.2337/dc10-2415

Diyetisyen Ayşenur Fişek
Bize Ulaşın 2165153839 ya da Randevu Al